Yunan mitolojisinde “Dengesiz kadın efsanesi” diye bir şeye rastladınız mı hiç? Bu efsane basitçe, kadınların biyolojik yapıları nedeniyle, patolojik olarak duygusal oldukları ve dolayısıyla mantık yönlerinin zayıf kaldığı gibi cinsiyetçi bir sonuca vardırılabilir. Kesinliği olmasa dahi tam da bu efsaneden yola çıkarak, Amerikalı jinekolog Robert T. Frank 1931 yılında “premenstrüel semptomlar” tabirini literatüre katmıştır.
Bu bilgilendirici çalışma için Yaren Kardelen Budun dostumuza teşekkür ediyoruz.
Halk arasında kısaca PMS olarak da bilinen premenstrüel sendrom, üreme çağındaki kadınların büyük bir kısmının regl döneminden önce karın ağrısı gibi birtakım fiziksel semptomlar göstermesine sebep olmaktadır ve genelde semptomlar hafif olsa da zaman zaman kişilerin günlük aktivitelerinde zorlanacağı kadar şiddetli de olabilmektedir. Buna bağlı olarak kadınların yaklaşık %5 ila %8’i şiddetli premenstrüel dönem yaşamaktadır ve bu kadınların çoğunda aynı zamanda Premenstrüel Disforik Bozukluk da görülebilmektedir.
Peki Bu Dönemin Duygusal ve Davranışsal Belirtileri Nelerdir?
Premenstrüel dönemde ruh halinizde, duygu durumunuzda ve davranışlarınızda birtakım değişiklikler gözlemlenebilir. Bunlardan bazıları anksiyete, huzursuzluk, gerginlik, sinirlilik, iştahın açılması ve tatlı isteği, uyku problemleri, üzgün ruh hali, duygusal patlamalar, cinsel istekte azalma ya da asıl krizlerin o günlerde görülmesi ve unutkanlık olarak sıralanabilir.
Fiziksel Belirtileri De Unutmadan Şöyle Belirtelim:
Regl öncesi dönemde bazı fiziksel semptomlar da kendini gösterebilir. Örneğin, karında şişlik, kramp, göğüslerde ağrı ve şişlik, sivilce, kabızlık, ishal, baş ağrısı, bel ve kas ağrısı, ses ve ışığa hassasiyet, alışılmadık derecede sakarlık bu semptomlar arasındadır.
Premenstrüel Sendromun Sebepleri Nelerdir?
Şimdiye kadar yapılan araştırmalarda premenstrüel sendromun ortaya çıkmasındaki sebeple ilgili ya da bazı kadınların diğerlerine kıyasla neden çok daha şiddetli bir dönem geçirdiği hakkında bir sonuca varılamadı ancak araştırmacılar birkaç farklı teori ortaya attı. Bu teorilerden bazıları şu şekilde listelenebilir:
1- Hormonlardaki Döngüsel Değişim
Uzmanların çoğu premenstrüel sendromun değişen östrojen ve progesteron düzeylerine bağlı olarak ortaya çıktığını düşünüyor.
Bu iki hormon menstrüel döngü sürecinde doğal olarak dalgalanmalar yaşıyor. Ovulasyon döneminden sonraki luteal dönemde bu hormonlar vücutta olabileceği en yüksek düzeye ulaştıktan sonra hızla azalmaya başladığı için, bu durum anksiyete, sinir ve ruh halinizde daha birçok değişikliğe neden oluyor.
2- Beyindeki Kimyasal Değişimler
Serotonin ve norepinefrin adı verilen nörotransmiterler ruh halini, duygu durumunu ve davranışları düzenleme gibi birçok önemli fonksiyonu yerine getirmede önemli bir rol oynamaktadır. Bu kimyasal faktörler premenstrüel sendrom belirtilerinin ortaya çıkmasında da etkilidir.
Örneğin, östrojende yaşanan bir düşüş norepinefrin salınımına sebep olabilir ki bu da dopamin, asetilkolin ve serotonin üretiminde azalmaya sebep olur. Vücuttaki bu değişimler de uyku problemlerine sebep olabileceği gibi ruh halinizi de olumsuz yönde etkileyebilir.
3- Mevcut Psikolojik Rahatsızlıklar ve PMS
Depresyon ve anksiyete gibi psikolojik rahatsızlıklardan muzdarip bireylerde Premenstrüel Disforik Bozukluk riski de artmaktadır.
Aile bireylerinde depresyon, bipolar bozukluk, doğum sonrası depresyon gibi psikolojik rahatsızlıklar geçmişi varsa da premenstrüel dönemi daha ağır atlatma olasılığınız yükselebilir.
Uzmanlar henüz psikolojik rahatsızlıklarla menstrüel dönem arasında bir bağlantı olduğuna dair kesin bir sonuca varamasa da uzmanların çoğu premenstrüel sendromun belirtilen bu kimyasal değişiklik teorileriyle bağlantılı olduğunu düşünüyor.
4- Yaşam Tarzıyla Bağlantılı Olan Etkenler
Son olarak; sigara kullanımı, fazla yağlı, şekerli ve tuzlu besinler tüketme, yeteri kadar spor yapmamak ve uyku kalitesindeki düşüş gibi faktörler premenstrüel dönem belirtilerinin şiddetini kötü yönde etkileyebilir.
2018 yılında yapılan bir araştırma alkol kullanımının da premenstrüel sendrom yaşama riskini arttırdığını ortaya çıkardı. Yani eğer düzenli olarak aşırı düzeyde alkol tüketiyorsanız premenstrüel sendrom belirtilerinin ortaya çıkma riski çok daha artmaktadır.
Premenstrüel Dönemin Hafif Geçmesi İçin Neler Yapılabilir
Premenstürel dönemi kökünden yok edecek bir çözüm olmasa bile bolca sıvı tüketmek, bitki çayları içmek, dengeli beslenmek, şeker, tuz, kafein ve alkol gibi maddelerden uzak durmak, vitamin takviyesi almak, spor yapmak, kendinize zaman ayırmak bu dönemi daha hafif geçirmenize yardımcı olabilir.
Premenstrüel dönem günlük yaşamınızı zorlaştıran şiddetli duygu durum bozukluklarına yol açıyorsa Bilişsel Davranışçı Terapi veya diğer terapi çeşitleri, huzurunuzu kaçıran düşünce ve duygularınızla nasıl baş edebileceğiniz veya onları nasıl farklı şekillerde ele alacağınız konusunda size fazlasıyla yardımcı olabilir.
Bu Ruh Hali Ne Kadar Sürüyor?
Genellikle premenstrüel dönem belirtileri regl döneminizden 14 gün önce başlasa da çoğunlukla regl döneminizde bu dönem sona ermektedir. Ancak, regl döneminizin tamamı boyunca sürme olasılığı da vardır.
Kadınlar Bu Dönemde Pornografiye Daha Çok Yönelebilir Mi?
Östrojen hormonundaki düşüş, dopamin üretiminde azalmaya sebep olur ve cinsel istekte azalma olabileceğinden sürecinizi bozma riskiniz daha az olabilir. Zaten bu dönemde duygusal olarak daha hassas olunduğundan, porno izledikten sonraki pişmanlık hissi bu dönemin daha ağır geçirilmesine sebep olacaktır. Rahimdeki ağrı ve kramplar mastürbasyonu unutturacak düzeyde olduğu için de porno izlense bile mastürbasyon yapmak biraz zor olacaktır.
Buna karşın, çoğu kadında bu dönemde daha çok cinsel içerik tüketme isteği de görülür. Bu uzun süredir pornografi bağımlısı olan kişilerde veya kısa sürede çok fazla pornografik içerik tüketmiş kişilerde daha fazla gözlemlenir. İnternette favori sitelerini aratıp tekrar izleyecek, hatta bunun devamında mastürbasyon yapma ve orgazma ulaşma isteği meydana gelecektir. Ama bunun sonucunda zaten bu dönemde var olan kas ağrıları artacak, ruhsal olarak daha da düşecek ve uyku problemleri de beraberinde gelecektir.
Diğer taraftan, mastürbasyon yapmanın kas ağrılarını azalttığını söyleyen kadınlar da vardır. Şunu belirtmek isteriz ki, mastürbasyon bir ağrı kesici değildir ve sizin ağrılarınızı sadece bir süreliğine unutturabilir. Siz birkaç saat ağrı geçsin diye mastürbasyon yapıyorsanız, sonuç olarak sadece sürecinizi bozmuş olacaksınız.
Bu Dönemden PMO Olmadan Nasıl Çıkabilirsiniz?
Premenstrüel dönem her ay yaşandığı için artık ne yapmanız ya da yapmamanız gerektiğini muhtemelen öğrenmişsinizdir ama yaptığınız şeylerin arasında porno izlemek ve mastürbasyon yapmak da varsa bu alışkanlığınızı neden yapmamanız üzerine uzun uzun düşünün. Çünkü bunları yaparak bu dönemde kendinize daha çok duygusal yorgunluk ve ruhsal çöküş yaşatıyorsunuz.
Eğer bu döneminiz çok ağır geçiyorsa ve kafa dağıtmak için kendinizi bir anda porno sitesinde buluyorsanız bu durumun kaynağına inmelisiniz.
Bir rutin olduğu için mi izliyorsunuz, rahmindeki ağrıyı biraz unutmak için mi yoksa ağır bir bağımlı olduğunuz için mi?
Sebebinizi bulduktan sonra bunu neden yapmamanız gerektiğini bir kağıda ya da telefonunuzun not defterine yazın. Premenstrüel dönemde olduğunuzu hissedince bu yazıları okuyun. Hatta sürecinizi bozacak gibi olduğunuzda bile bu yazıyı okuyabilirsiniz.
Biz Neverfap Akademi olarak kamplarımızla, kitaplarımızla ve kadınlara özel Whatsapp grubumuzla her zaman yanınızdayız. Süreciniz daim olsun!
Biz kadınlar için çok faydalı bir içerik, emeği geçen herkese teşekkürler.