konfor alani

Gelişim, Konfor Alanı Zincirini Kırmakla Başlar!

Eğer bile bile gücünüzün yettiğinden daha azı olmayı planlıyorsanız sizi uyarıyorum: Hayatınızın geri kalan kısmında mutsuz olacaksınız. Kendi yeteneklerinizden ve imkânlarınızdan kaçıyor olacaksınız.

                                                                                        – Abraham Maslow

Konfor alanı, hiçbir zorlanma ve gelişim göstermediğimiz, mutlu olduğumuzu sandığımız ama aslında bizi içten içe çürüten ve korkulardan örülmüş duvarlara sahip bir hapishanedir. Konfor alanı gelişimden uzak olduğumuz ve sürekli aynı şeyleri yaptığımız yerdir. Bu yazımızda bu hapishaneden çıkmak için atmamız gereken adımlara ve önceden kapatmamız gereken tuzakların neler olduğuna, bu tuzakları nasıl kapatabileceğimize değineceğiz.

Konfor alanı beynimizin en az efor sarf etme çabasının bir sonucu olarak ortaya çıkar ve sürekli aynı ortamlarda bulunma, aynı müzik türünü dinleme, aynı yemekleri yeme gibi belirtiler gösterir.


Niçin Konfor Alanımızı Severiz?

Beyin konfor alanındayken herhangi bir belirsizlik yaşamaz ve en birincil görevi olan hayatta kalma görevini çok daha rahat yerine getirir. Bu yüzden beynimize daha önce zararsız olarak kodladığımız yerlerde bulunmaya, yemekleri yemeye ve kişilerle görüşmeye meyilliyiz. Konfor alanı hiçbir tehlikeyi barındırmayan ortamdır ve beyin en az efor sarf etmek üzere tasarlanmıştır.                                                                  

Konfor Alanının Dışında Ne Var?

Konfor alanını terk ettiğimizde gelişmeye ve yeni şeyler öğrenmeye başlarız. Bu gelişme bize stres, kaygı ve konfor alanının bozulmasının verdiği belirsizlik olarak görünür, ancak bu duygu ve düşünceler bir sis gibi asıl hedefi görmemizi engeller. Önümüzdeki sisten kurtulup net bir görüş açısına ulaştığımız zaman görürüz ki dış dünyada bizim tahmin edebileceğimizin çok ötesinde bilgi, başarı ve mutluluk bulunuyor.

Bizler kendi ördüğümüz konfor alanımızın duvarlarını yıktığımızda bu yeni dünyayla karşılaşacak ve bu yeni dünyanın sonsuzluğu içerisinde kendi potansiyelimizi keşfedeceğiz. Bu potansiyele hizmet etmek bize kaybolan özgüvenimizi yeniden kazandırırken aynı zamanda başka insanlara fayda sağlama konusunda yardımcı olacaktır. Hepimizin içinde bulunan gizli potansiyel, alacağımız kararlar ve yeni denemelerle öngörülemez derecede gerçeğe dönüşür.


Bizi Konfor Alanına Hapseden Tuzaklar Nelerdir?

Başarısızlık korkusu konfor alanını oluşturan duvarın en büyük tuğlasıdır.  Başarı kadar başarısızlık da hayatın içinde olan bir gerçekliktir. Konfor alanımızın dışına çıkıp yeni şeyler denemek bize başarı ihtimalini getirir ancak başarısızlıktan korkarak hiçbir şey yapmamak, eski başarılarımızla avunmak kesin bir başarısızlık getirir.

Başkalarının düşüncelerini fazla önemsemek de bizi konfor alanımıza gömen tuzaklardandır. Hayatımızı başkalarının bizim için çizdiği çizgilerin dışında kendi çizgilerimizi çizerek yaşamalıyız. Başkalarının bizim potansiyelimizden habersiz yaptıkları yorumları mutlak doğru kabul ederek yaşamak konfor alanımızı sağlamlaştıran hatalardandır.

Eski mutluluk ve başarıların bize yeteceği düşüncesi ise bir başka tuzak olarak karşımıza çıkıyor. Geçmişteki başarılarla avunarak ve ilerlemeyi devam ettirmeyerek yerimizde saymayız aksine geriye doğru ilerlemeye başlarız.

Hayat amacımızı bilmemek anlık gelen gazlardan sonra tekrar konfor alanımıza dönmemizle sonuçlanır. Birkaç motivasyon vidosu izlemek, başarı hikayeleri okumak o günlük veya takip eden birkaç günlük gelişmeyi bize sunar ancak bu birkaç gün geçtikten sonra konfor alanımıza tekrar dönmek bizde özgüven düşüklüğü oluşturacağı için konfor alanımıza sıkı sıkıya bağlanmamıza neden olacaktır.


Bu Tuzaklardan Nasıl Kurtuluruz?

Öncelikle neden konfor alanından çıkmak istediğimizi belirlemeliyiz. Daha sonra bizi belirlediğimiz hedefe ulaştıracak alt hedefleri netleştirmeliyiz. Sürecimizi belirli aralıklarla kontrol etmeli ve hala ne kadar konfor alanında olup olmadığımızı kendimize sormalıyız. Etrafımızı genişletmeli, arkadaşlarımızla yeni şeyler denemeliyiz. Bizi konfor alanımızdan çıkaracak fırsatları kovalamalıyız.

Başkalarının düşüncelerini tartmadan kabullenmemeliyiz. Örneğin birinin bize matematik yapamayacağımızı, matematiğe yeteneğimizin olmadığını söylemesi bizim için bir pes etme noktası, konfor alanının tuğlalarından birinin daha konulduğu bir nokta olmamalı. Bu konudaki korkuyu konfor alanımız olarak görmeli ve buradan çıkmanın yollarını aramalıyız. Haftada bir günü konfor alanından çıkma günü olarak belirlemek ve gidişatımız hakkında analizler yapmak oldukça etkili olacaktır.

Hayatımızın her alanında bizi olduğumuz yere sabitlemeye çalışan zincirler olacaktır. Ya da olduğumuz yerin en iyisi olduğuna bizi inandırmaya çalışan yanılgılar. Fakat biz ileri ve daima ileri gitmek için çabalamalı ve çalışmalıyız. Başka türlü nasıl “insan” oluruz ki?


Kaleme aldığı yazı için Neverfap Akademi ekibinden Tunahan dostumuza teşekkür ederiz.


5 1 vote
Makale Değerlendirmesi
Subscribe
Bildir
guest
2 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments
Tahir
Tahir
1 yıl önce

Güzel bir yazı, konfor alanı dikkat edilmesi gereken bir konu.

Eren
Eren
1 yıl önce

Ben kendimde bir problem kesvettim. „The problem with nice people“. Bu problmemle ilgili bir video ve ya bir yazi gelir mi?