“But I know I love you”
Camre Curto oğlu Gavin’i dünyaya getirdiğinde felç geçirdi, bu da komaya girmesine neden oldu. Uyandığında hem uzun süreli hem de kısa süreli hafıza kaybı oluşmuştu, kendisinin ya da ailesinin kim olduğunu hatırlamıyordu. Birkaç ay geçtikten sonra bile kocası Steve’i hatırlamamayı sürdürdü. Steve daha sonra verdiği demeçte şöyle söyledi: “Kanepede oturuyorduk ve Camre bana ‘Kim olduğunu bilmiyorum ama seni sevdiğimi biliyorum.’ dedi.” Bu sözler Steve’e Camre’nin 10 yıllık aşk hikayelerini hatırlamasına yardımcı olacak, ilk buluşmalarından düğünlerine ve oğullarının doğumuna kadar her şeyi anlatan “But I Know I Love You” adlı bir kitap yazması için ilham verdi. Bu kitap işe yaradı ve bugün Camre, oğlu Gavin ve kocası Steve’i tanıyor ve hatırlıyor.
İşte bu hikaye binlerce çiftin ilişkisine ilham olmayı sürdürüyor. Steve’in eşiyle olan ilişkisini nasıl ilmek ilmek işlediğini, ortaya koyduğu emek ve özveriyi ve bütün bunları nasıl yaptığını merak ediyorsanız doğru yerdesiniz. Keyifli okumalar.
Bu çalışma Neverfap gönüllülerinden kıymetli Öznur dostumuz tarafından yoğun araştırma sonucunda hazırlanmıştır.
Bu bilgilendirici çalışma için Öznur dostumuza teşekkür ediyoruz.
Sağlıklı romantik ilişkinin tanımı
İdeal bir romantik ilişki, her iki taraf için de karşılıklı saygı, güven, anlayış, sevgi ve iletişim içeren bir ilişkidir. Bu ilişkide, her iki taraf da birbirini destekler, birbirlerinin duygularına saygı gösterir, karşılıklı olarak ihtiyaçlarını anlar ve uyum içinde hareket eder.
Mahatma Gandhi’nin “Mutluluk; düşündükleriniz, söyledikleriniz ve yaptıklarınızın uyum içinde olmasıdır.” sözü, romantik ilişkilerde oldukça önemlidir. Romantik bir ilişki, her iki kişinin de düşüncelerinin, sözlerinin ve eylemlerinin uyum içinde olmasıyla güçlenir. Bu uyum, birbirinizi daha iyi anlamanın, duygusal bağların güçlenmesinin ve daha derin bir sevginin yaşanmasının temelini oluşturur. Bu yazıda ele alınan teknikleri ve stratejileri, bu uyumu sağlamak için kullanılabilecek araçlar olarak görebilirsiniz.
Sonuç olarak, ideal bir romantik ilişki, iki kişinin birbirlerine karşı saygı, güven, anlayış ve sevgi dolu bir şekilde bağlandığı, birlikte büyüdüğü ve birbirlerine destek olduğu bir ilişkidir.
Zıt kutuplar birbirini çeker mi?
Zıt kutuplar birbirini çeker diye yaygın bir söz var. Bu, fizikte doğru olsa da kesinlikle sağlam bir ilişki standardı değildir. Evet, istikrarlı bir romantik ilişki içindeyken bireyselliğinizi ve sınırlarınızı korumak önemlidir. Bir birey olarak kim olduğunuz ve kişisel özellikleriniz sizi ilk etapta bir araya getiren etkendir. Bu nedenle farklılıklarınız olacaktır. Ancak; bağ kurmak için yaparken zevk aldığınız ortak aktivitelerin olması, hayat amaçlarınızın birbiriyle uyum içinde olması, kısacası hayata karşı ortak bir bakış açısına sahip olmanız çok daha önemli.
Sağlıklı bir ilişki bizim üzerimizde nasıl etkilere sahip?
- Mutluluk: Romantik bir ilişki, insanlara mutluluk ve tatmin hissi verir. Karşılıklı sevgi ve desteğin varlığı, insanların kendilerini daha iyi hissetmelerine ve hayatlarının daha anlamlı olduğunu hissetmelerine yardımcı olur.
- Daha iyi sağlık: Araştırmalar, mutlu ve sağlıklı bir romantik ilişkisi olan insanların daha düşük stres seviyelerine, daha düşük depresyon ve anksiyete seviyelerine sahip olduğunu göstermektedir.
- Duygusal destek: Sağlıklı bir ilişki, duygusal olarak destekleyici olabilir. Bu, her iki tarafın da hayatlarında zor zamanlarda birbirlerine destek olması anlamına gelir. Partnerleri, güçlü bir birliktelik hissi ve sevgi sayesinde, hayatın zorluğuna karşı birbirlerini koruyabilirler.
- Öz değerlere etkisi: Bu tür bir ilişki, kişinin kendine güvenini arttırır ve kendine olan saygısını yükseltir. Partneri tarafından sevilmek, kabul edilmek ve desteklenmek, kişinin kendisini daha iyi hissetmesine ve öz değerlerinin artmasına yardımcı olur.
Sağlıklı bir ilişkide duygusal yakınlık neden önemlidir?
İnsanlar samimi kelimesini duyduklarında, bunun sadece uyumadan önce yapılan yastık sohbeti ile ilgili olduğunu düşünebilirler. Ancak yakınlık, ilişkinizi derinleştiren ve karşılıklı onaylamayı teşvik eden her türlü eylemi ifade eder. Duygusal yakınlık, partnerinize gerçek benliğinizi ortaya koyabildiğiniz zaman ortaya çıkar. Bu, ilişkinizin devam etmesine yardımcı olan bir güven ve bağlantı hissidir. Birinin her şeyinizi gördüğü ve kabul ettiği “filtresiz” türden bir özgünlüğe sahip olduğunuzu düşünün. 2020’de yapılan bir araştırmaya göre, duygusal yakınlık sadece ilişkinizdeki genel memnuniyete katkıda bulunmakla kalmaz, aynı zamanda cinsel yakınlıktan daha önemli olabilir. Araştırma, ilişki memnuniyeti açısından, partnerleriyle duygusal yakınlık düzeyleri düşük olanların kendilerini belirsizlikte hissettiklerini ve ilişkilerinden tatmin olmadıklarını ortaya koyuyor.
Sağlıklı bir ilişkiye nasıl ulaşırsınız?
Sevgililer Günü, partnerinize onu ne kadar sevdiğinizi gösterdiğiniz tek gün olmamalı. Eğer ideal bir ilişkiye ulaşmak istiyorsanız sevgilinize her gün ona değer verdiğinizi göstermelisiniz. Her gün sevgi dolu olamazsınız, her gün karşınızdakiyle ilgilenemeyebilirsiniz ancak her gün aranızdaki saygıyı koruyabilir, kötü hissetseniz bile ona nazik davranabilirsiniz.
Emek ve özveri
Romantik ilişkilerde emek ve özveri, ilişkiyi pekiştirmede son derece önemli. İlişkiyi güçlendirmek için her iki tarafın da zaman, enerji ve dikkat ayırması gerekli. İlişkinin sadece kendiliğinden devam etmesini beklemek yerine, aktif olarak çalışmak ve çaba göstermek lazım. Şu an bu yazıyı okuyarak bile ciddi ve takdir edilesi bir emek ortaya koyuyorsunuz. Unutmayın, nasıl ki bir çiçeğin büyümesi için onu okşamaktan fazlası gerekiyorsa ilişkinizin büyümesi için de sevgiden fazlası gerekir!
Sınırları nasıl belirleyeceğinizi öğrenin
Kendinizi kırgın, ezilmiş veya istismar edilmiş hissediyorsanız, bunlar net sınırlar koymadığınızın işaretleridir. Nasıl hayır diyeceğinizi, kendiniz için bir şeylere karşı çıkmayı öğrenin. Kendinizi koruyun: enerjinizi, bedeninizi, zamanınızı… Neye ihtiyacınız olduğunu belirleyin ve bunu karşınızdakinden beklemek yerine önce kendinize verin.
Karşınızdakinin sınırlarına saygı gösterin
Sınır koymak çok zordur ve kötü hissettirir. Muhtemelen sınırları koyan kişi için de kolay olmamıştır, kendini bencil hissediyordur ve bu sınırları koymanın neye yol açacağı konusunda endişelidir. Sınır koymak tüm ilişkinizi tehlikeye atıyormuş gibi hissettirebilir. Ancak, bu hisler gerçeği yansıtmaz. Aksine koyduğunuz sınırla ilişkinin önünü açarsınız. Çünkü bir ilişki siz “mış” gibi yaptığınızda değil kendiniz olduğunuzda gerçekten başlar.
“Eğer ne istediğinizi bilmiyorsanız, onu asla bulamayacaksınız. Neyi hak ettiğinizi bilmiyorsanız, her zaman daha azına razı olacaksınız. Amaçsızca dolaşacak, konfor alanınızda hissizleşecek ve hayatın buraya nasıl geldiğini merak edeceksiniz. İşte hayat şimdi başlıyor, yaşayın, aşık olun, gülümseyin ve ışığınızın parlamasına izin verin!” – Rob Liano
Romantik ilişkilerin gelişmesini sağlayan bazı önemli faktörler vardır. İlki, güven duygusudur. Eğer kişi, eşinin duygusal ihtiyaçlarını karşılayacağına ve onun zor zamanlarında yanında olacağına inanıyorsa, güven duygusunu hisseder. Eşler arasında yakınlık, paylaşımla artar. Eşinin yaşadıklarına duyarlı olan, empatiyle yaklaşan çiftlerde yakınlık artar ve bu da ilişkiyi güçlendirir. İlişkiden alınan tatmin ne kadar fazlaysa, o ilişki o kadar gelişecektir. Kişi, ilişki içinde ne kadar olumlu deneyim yaşarsa, tatminiyeti o kadar fazla olur. Bununla birlikte, kişi ilişki için ne kadar emek veriyorsa, onun karşılığını görmek ister. Gösterdiği çabanın karşılığını alamadığını düşündüğünde, ilişki zayıflayabilir ya da durağanlaşabilir. Çift olunduğunda, kişinin bireysel ihtiyaçlarıyla birlikte eşinin ihtiyaçlarını da ne kadar göz önünde bulundurduğu önemli hale gelir. İlişkideki çatışmaların çözülme biçimi de, ilişkinin gelişimini etkiler. Çatışmalara çözüm odaklı yaklaşan çiftlerde, ilişkinin daha fazla güçlendiğini gözlemliyoruz.
“Sevgili olmak, koca olmaktan daha kolaydır. Neden derseniz sabahtan akşama kadar espri yapmak arada sırada nükteli söz söylemekten daha zordur da ondan.” – Honore de Balzac
Birlikte deneyimleyin
İkinizin de hoşlandığı bir şey yaparak birlikte zaman geçirmek, romantik ilişkinizdeki dostluğu pekiştirir. Uzun süreli ilişkilerde yaşlı çiftleri inceleyen bir araştırmaya göre, arkadaşlık ve kahkaha bir partnerle birlikte olmanın en değerli yönleri arasındadır.
Birlikte vakit geçirmek için bir nedeniniz yoksa birbirinizden ayrı, tek başınıza kalmaktan daha çok keyif aldığınızı fark edebilirsiniz.
Doğru kelimelerle ilişkinize iyi davranın
Kelimeler, düşüncelerimizi doğru bir şekilde aktarmamıza yardımcı olmak için varlar. Bunu hakkında doğrudan düşünmemiş olabilirsiniz ancak cümlelerinizi söyleme biçiminiz, partneriniz kelimeleri titizlikle seçtiğinizi anlasa bile önemlidir. Partneriniz dalgınlıkla bir şey yaptığında “Salak mısın?” demek, kelimenin tam anlamıyla onun zeka eksikliğiyle hareket ettiğini ima eder. Zamanla, bu gibi ifadelerin partnerlerin öz saygısını azaltması muhtemel. 2014 yılında yapılan bir araştırmaya göre, yüksek özsaygı her iki partnerin de ilişki memnuniyetiyle doğru orantılı.
İlişkideki kalıp yargılara dair bir araştırma:
Romantik ilişkilerle ilgili kalıp yargılara karşı tutumları ölçmek ve belirtilen bu tutumların cinsiyet farklılığını ve cinsiyetçilikle (sexism) bağlantısını araştırmak için, 291 ODTÜ öğrencisinden romantik ilişki ile ilgili bazı kalıp yargılara dair düşüncelerini ve duygularını belirtmeleri istenmiştir. Yanısıra, düşmanca ve dostça cinsiyetçiliği ölçmek için Glick ve Fiske (1997) tarafından geliştirilen, zıt duyguları içeren cinsiyetçilik ölçeği deneklere verilmiştir. Araştırmanın bulgularına göre, düşmanca ve dostça cinsiyetçilikten yüksek puan alan katılımcılar düşük puan alan katılımcılara oranla romantik ilişkiler hakkındaki kalıpyargılara karşı daha olumlu tutumlara sahiptirler. Ayrıca; kadın katılımcılar cinsiyet rolleri ile tutarlı olarak, romantik ilişkilerde erkeğin daha girişken olması gerektiği konusundaki kalıpyargılarla daha fazla hemfikir olurken; erkek katılımcılar kadın katılımcılara oranla romantik ilişkilerde erkeğin baskın, kadının kabul edici olması hakkındaki kalıpyargılarla daha fazla hemfikir olmuşlardır.
Partnerimizin kusurları hakkındaki iç diyaloğumuz, önyargılı fikirlerimize, görüşlerimize ve yorumlarımıza saplanıp kalmamıza neden olur. Birbirimiz hakkındaki sabit fikirlerimize bağlı kaldığımızda ilişkiler gelişmez. Duvarlarımızı aşıp bedenimizde ve kalbimizde yaşayan duygulara erişmemiz gerekir.
Sizi aşık eden aktiviteleri tekrarlayın
New York’da bir psikiyatrist olan Jacqueline Schatz, özellikle bir süredir beraberseniz ilk aşık olduğunuzda hangi aktiviteleri yaptığınızı hatırlamanızı ve bunları düzenli olarak tekrarlamanızı öneriyor. “Sizi aşık eden neydi? Birlikte ne yapıyordunuz? Sizi birlikte güldüren neydi? Bu kişiyi daha fazla tanımanızı ne sağladı?” diye soruyor. “Bu şeyleri gözden kaçırmak istemezsiniz. Onları hatırlamak ve ilişkinizi onlarla beslemek istersiniz.”
Farklı sevgi tarzlarına açık olun
Partneriniz sizin için evdeki küçük işleri yaparak sevgisini gösteriyorken, siz onun büyük jestler yapmasını isteyebilirsiniz. Sevgiyi göstermesini istediğiniz şekilde göstermediği için onu azarlamayın. Farklı sevgi tarzlarına açık olun. Sevgiyi küçük hareketlerde bulmak, hayattaki daha fazla şeyde sıcaklık ve mutluluk hissetmenize yardımcı olacaktır. Kısa sürede, siz de sevginizi farklı şekillerde gösterdiğinizi fark edeceksiniz.
Çift terapisi her zaman bir seçenek
Her çiftin sorunları vardır ve bunlar ele alınmazsa, bağlanma ve sevginin önünde bir engel olabilirler. İyi bir çift terapisti; varlığından bile haberdar olmadığınız derin sorunları ele almanıza yardımcı olabilir, böylece partnerinizle birlikte olgunlaşabilir ve büyüyebilirsiniz.
Güvenli bağlanmayı başarabilen ve güçlü duygusal bağ kurabilen çiftler savunmasız olma riskini göze alabilirler.
Sağlıklı cinsellik
Tahmin edebileceğiniz gibi cinsel hayat ilişkilerin temel taşlarından bir tanesini oluşturuyor. İlişkinin sağlam ve sağlıklı adımlarla ilerlemesini sağlayan cinsel hayat, karşılıklı olarak tatmin yaratmadığı zaman çözülemez problemler çıkmasına da neden olabiliyor. Cinsel hayatınızda problemler yaşadığınızı düşünüyorsanız, partnerinizle bu durumun üzerine çalışmak ve farklı çözümler denemek için zaman ayırmanız gerekebilir. Bu şekilde daha derin bir bağ kurabilir ve iletişiminizi güçlendirebilirsiniz.
İsteksiz olarak cinsel ilişkiye giren kişiler, ilişkiye girmeden önce rıza gösterseler de ya içten içe bu ilişkiyi sürdürmek istemiyor ya da ilişkiden zevk almıyorlar. Araştırmalar bu durumun çoğunlukla kadınlarda görüldüğünü ve sebebinin ise çoğunlukla partneri hayal kırıklığına uğratmamak ya da partnerin ilgisini korumak olduğunu gösteriyor. Öte yandan, zorla girilen cinsel ilişki cinsel şiddet olarak adlandırılıyor. Herhangi bir konuda bir tarafın istemediği, istemediğini sözlü olarak ya da beden diliyle ifade ettiği ve buna rağmen maruz kaldığı cinsel eylemler ilişkinin güvenilirliğini temelinden yaralıyor. Bu sebeple cinsel şiddete özellikle dikkat çekmek istiyoruz.
Partnerlerin sürekli kendilerinden taviz vermesi ve üzerlerinde hissettikleri cinsel “yük” ya da “baskı” hakkında konuşmaması, cinsel ilişkinin kalitesini ciddi anlamda düşürüyor. Uzun süre üzerine konuşulmayan fedakarlıklar, kişinin üzerinde cinsel bir baskı oluştururken bir süre sonra karşı tarafa “düşmanca” duygular beslemesine de sebep olabiliyor. Bunun yanı sıra, çok küçük bile olsa istenmeyen cinsel davranışlara göz yummak ilişki kalitesini düşürüyor. Bu sebeple, romantik ilişkilerde partnerlerin cinsel anlamda neleri isteyip istemediklerini açık ve net bir biçimde birbirlerine anlatmaları ilişkileri için çok faydalı oluyor. Bir ilişkinin güven, saygı ve tatmin içerisinde devam edebilmesi için partnerlerinin kendi cinsel sınırlarını belirlemesi ve karşılıklı olarak bunların farkında olunması gerekiyor.
Son söz
Tıpkı bisiklete binmeyi öğrenmemiz gibi romantik ilişki kurmayı da zamanla, hatalarla, emek harcayarak öğreniyoruz. Erich Fromm’un “Sevme Sanatı” kitabında bahsettiği gibi:
“Her sanat dalı disiplin, odaklanma ve sabır gerektirir. Sanatta ustalaşma, bir çocuğun yeni yürümeye başladığı evredeki gibi düşe kalka ama denemekten vazgeçmemekle elde edilir. Sevmek de içinde sevme ve sevilme eylemini birlikte muhafaza eden bir sanattır. Hatta diğer sanat dallarından daha fazla içgörüye ve anlayışa sahip olmaya ihtiyaç duyar. Bir ustası, bir kılavuzu yoktur; kişinin salt kendisi için ve tek başına edinebileceği bireysel bir deneyimdir.”
Sevme sanatında ustalaşmanın ilk adımı kendimizi sevmeyi öğrenmek, ikinci adımı kendimizin sevilmeye değer olduğuna inanmak. Yazımıza Charles Bukowski’nin sözüyle son verelim:
Sevdirmeye gayret etme kendini, sevilmeye terk et.
Sevgi kusurları yok etmez, onları da kabul eder. Bir insanı, hiç sebep yokken yüreğinizde sıcacık hissediyorsanız, işte bu gerçek sevgidir.