Kadınlar ve Pornografi
Porno kendi içinde alt kültürel bir şey haline gelmeye başladı. Videolardan, resimlere ve dahili web kameralarına kadar her şeyi barındıran sayısız web sitesinden, iç içe bedenlerin saklandığı sanal bir hazine şeklini aldı. Toplum pornoyu sadece erkeklerin orgazma ulaşmak için kullandığı bir ‘erkek’ aracı olarak görüyor. Son zamanlarda, pornografinin uyaran olarak aşırı kullanımının bazı olumsuz yan etkilere sahip olabileceği ortaya çıkmıştır. Bu konu hakkında çok konuşulmayan şey, pornografinin kadınlar tarafından da kullanılıyor oluşudur.
Kadınlar modern dünyadaki yeniliklere gittikçe daha açık hale geliyorlar ve her geçen gün daha fazla kadın porno izlediğini itiraf etmeye başlıyor. Birçok kadın pornografiyi çeşitli nedenlerle kullandığını söylüyor. Bu sebeplerden birkaç tanesi şu şekilde:
- Merak
- Cinsel pozisyonları araştırmak
- Çekici erkekleri izlemek
- Kendi vücutlarını starlarla karşılaştırmak
Görünen o ki kadınlar da pornografiyi en az erkekler kadar kullanıyor. Kadınlar pornografi izleme alışkanlıklarını erkeklerden daha gizli gerçekleştirse de, yine de izledikleri bilinen bir gerçek. Ve son zamanlarda yayınlanan birçok çalışmadan, bu olay bir kişinin düşündüğünden çok daha fazla gerçekleşiyor. 2010 Forbes Story, 17 kıdemli SEC üyesinin sabit disklerine indirilen büyük miktarda porno ile karşılaştı. Bu üyelerin 16’sı erkek, 1’i kadındı. Kadın kullanıcının sabit diskini ararken 2 hafta içinde pornografiye toplam 1.800 kez erişmeye çalıştığı tespit edildi. Ayrıca sabit diskine kaydedilmiş 600 pornografik görüntüsünün olduğu da belirtildi. Birçok erkeğin bilgisayarlarında bu miktarda pornografik içerik bulundurması sıra dışı sayılmaz, ancak bir kadının bu ölçüde bir porno arşivi oluşturması günümüz medyasında neredeyse hiç duyulmamıştır.
Toplum, kadınların cinselliklerini ifade etme özgürlüklerini baskılıyor, bunun yerine kadınları cinselliklerini gizlemek durumunda bırakıp, aşağılayıcı isimlerle adlandırılma korkusunu hissetmelerine neden oluyor. İçlerindeki cinsel baskıyı serbest bırakmak isteyen kadınlar için bunun çözümü pornografiye yönelmek gibi görünüyor. Dışarıdaki toplum yargısının ulaşamadığı kapalı, kişisel bir ortam olan evlerinde bunu bir gizlilik içinde yapılabiliyorlar. Kadınlar kendi cinsel yeteneklerini kontrol altına alarak kendilerini güçlenmiş hissedebiliyorlar.
Bugünün toplumu 40’lı ve 60’lı yılların toplumlarından bu yana büyük ölçüde değişti. Ayak bileği gözüken bir kadının riskte olduğu zamanlar geride kaldı. Televizyondaki öpüşme sahneleri 3 saniye ile sınırlıydı. Mayolar belirli bir kalıba uymalı ve cildin belirli bir alanını kaplamalıydı. Eski televizyon medyası kadın vücudunu tüm özgürlüğüyle sergileyen elbiseler ve bikinilerle giyinmiş kadın şovlarıyla değiştirildi. Bir araba reklamını, şık ve bedenine yapışmış bir elbisenin içinde seksi bir kadını arabadan zarif bir şekilde çıkmadan göremezsiniz. Kadınlar ve pornografi, kapalı ayak bileklerinden bu günlere zorlu bir süreçten geçti. Gelecek kuşak olarak kadınlara “Evet, ben bir kadınım ve ben de cinsellik sahibi bir bireyim” diyebilmeleri için uzun bir yol kat ettiler .The days of burning bras* günlerinden kadın cinselliğinin yanan köprülerine geçtik.
The days of burning bras 7 Eylül 1968’de Miss America 1969 yarışmasında düzenlenen ve yaklaşık 200 feminist ve sivil hak savunucusunun katıldığı bir gösteriydi.