Gelin biraz sevgi hakkında konuşalım.
Hayatınızı en çok etkileyen insanları düşünün. Dostunuz olabilir, aileniz olabilir, hocanız olabilir… Her kimse bu kişi, onu ne kadar sevdiğinizi ve size neler kattığını düşünün. İşte sevgi, bizi bir arada tutar ve birbirimize çok şey kazandırır.
Hadi bunu pornoyla kıyaslayalım. Porno, açık ve nettir. İnsan bedenini kullanıp atılan, önemsiz bir obje olarak tasvir eder. Bu tasvir, gerçeklikten uzaktır.
Pornonun yansıttığı seks yapaydır. Aşka, samimiyete değil direkt olarak agresifliğe ve performans yüküne dayalıdır. Sanki porno bir spor müsabakasıymış gibidir. Beyniniz porno etkisiyle şoka uğrar. Aşk ve benzeri duyguların hâkim olduğu seks ile pornonun kıyaslaması, şahane bir resim ile cin aliyi kıyaslamak gibidir. Dürüst olmak gerekirse, hangisini tercih edersiniz?
Bu yüzden burada modern çağın yeni uyuşturucusuyla savaşmak için varız. Pornografi sevgiyi ve saygıyı öldürdü. Hayatı sevmeyi unutturdu. Sevmek ve sevilmek istiyoruz. Pornonun sevgi kavramını nasıl zehirlediğini size 3 aşamada anlatacağım.
1) Porno’nun seks hayatınıza zararları
Seks, muntazam bir şeydir. Hayattaki en güçlü duyguları birbirleriyle harmanlayarak beyninizi etkileyen bir aktivite.
Lakin porno endüstrisi, izleyicilerinin seksi istedikleri her zaman, her koşulda edinebilmesini ister. Böylece bu endüstrinin müşterileri sözgelimi bu duyguları her istediklerinde tadıp rahatlayacaklardır.
Pornografi insanlarla aranızdaki samimiyet duygusunu köreltir, bastırır ve yok eder. Bu endüstri bunu size ifade etmez, halı altına süpürür. Hiç abartmıyorum, şimdiye kadar sayısız insan bize ulaşıp partnerlerinin porno bağımlılığı yüzünden ilişkilerinin darmaduman olduğunu anlattı.
Üstelik elimizdeki çalışmalar, porno tüketicilerinin zamanla partnerlerinden aldıkları hazzın kayda değer düzeyde düştüğünü ve birbirlerini eskisi gibi tatmin edemediklerini gösteriyor.
2) Porno, sizi yalnızlaştırır.
Porno izlemenin azımsanamayacak düzeyde mental etkileri vardır. Depresyon, anksiyete gibi yan etkilerinin yanı sıra insanlar sorunlarla savaşmak yerine kaçmak için pornografiye başvurur. Fakat pornografi bırakın insanların sorunları görmezden gelmesini sağlamayı, onları bir çukura sürükler ve o çukurda amaçsız bir şekilde bırakarak kaderlerine terk eder.
Artı olarak, pornografik içerikler, tüketici kişi üzerinde zamanla düşük özsaygı ve utanç duygusu tesir etmesini sağlayarak kişinin insan ilişkilerinde de gerginliğin tırmanmasına sebep olur.
Araştırmalar bize insanların gerçek hayatın sorunlarıyla yüzleşmekten kaçınmak için daha fazla porno izlemesi ile insanların hissettiği depresif semptomların birebir bağlantılı olduğunu gösteriyor. Bazen, insanlar bu girdabın oluşturduğu depresif semptomlardan kurtulmak için izledikleri pornoları daha da fazla şiddet içeren, daha derin kategorilerden seçerek aldıkları hazzı artırmaya çalışsalar da bu kendilerinin daha da yalnız kalmasına sebep oluyor.
Yalnızlık mı, sevgi mi? Bir seçim yapmalısınız.
3) Neden Savaşıyoruz?
Aşk gerçekten seksidir. Ekrandaki sahte pikseller gibi değildir.
Yoğun sevgi/aşk gerçekten insanı hayata bağlayan, insanın gerçek hedefler koyması konusunda motive eden güçlü bir uyarandır. Hepimiz bunu tatmak isteriz. Ancak porno endüstrisi size kendilerinin ürünlerini sanki bu duyguları tatmak için emek vermenize gerek yokmuş gibi, ekrandan açıp anında tatmin olabilecekmişsiniz gibi pazarlar.
Porno, güçlenmenizi sağlayacak bir rehabilitasyon yöntemiymiş gibi pazarlandı. Fakat burada acayip derecede seksle alakası olmayan şeyler var. Arkadaşlar artık anlayın bunu, ortada öyle bir cacık yok. Tamamen sizi öldüren ve kendisine hapseden bir tezgâh var. Güzel duyguları savaşarak tatmayı tercih edin. Beyniniz için sağlıklı olan budur.
Kaynak https://fightthenewdrug.org/3-reasons-why-relationships-and-porn-dont-mix/
Bugün kaçıncı günüm bilmiyorum ama şu lanetten artık kurtulmak istiyorum!!!!